|
ALEVİLİĞİN GİZLİ TARİHİ,ALEVİLİĞİN KÖKENLERİ,İNANÇ TEMELLERİ ÜZERİNE KAPSAMLI,TARTIŞILMASI GEREKEN KİTAPLAR
Erdoğan Çınar adını çoğunuz duymamışsınızdır. Doğrusu birkaç ay önceye kadar bizde bilmiyorduk. Ve fakat kendisi tarihçi olmasa bile , Tarih üzerine yaptığı bir çalışma ile gündeme oturmuş durumdadır şimdilerde. Ele aldığı ve incelediği konuda oldukça çetrefilli, karmaşık,yazılı tarihten uzak tutulmuş, kendi içinde getirdikleri ile bugüne taşınmış , hala kökleri ve kökenleri noktasında onlarca tezin konusu olan Aleviliktir.
Erdoğan Çınar, Alevilik ve kökenlerine oldukça derin ve şimdiye kadar ki bakış açılarının ötesinde yaklaşmıştır. Alevilerin bugüne kadar iddia ettiklerinin aksine , farklı bir tarihsel düzlemde bakan, kendince oldukça güçlü kanıtları olan bir alt yapıyla bir kitap üçlemesi yapmıştır. Bugüne kadar bilinen,okunan,yazılanların aksine Aleviliğin bir ayrı ulus ve dinsel temelde olduğu, tarihte Luwiler diye bilinen Anadolu halkının Alevilerin kendisi ve atası olduğunu, Aleviliğin dünya üzerindeki hiçbir ulusal-dinsel akım ve kökenle bağının olmadığı; tam tersine Hıristiyanlık,İslamiyetin her şekilde , sürekli zulmüne uğramış olan bu kadim halkın , soykırıma uğradığı, zulümden kaçmak için çoğunda egemen olan dinsel yapıdanmış gibi kendisini dışsal inkara yöneldiği ve fakat içinde asla inancından taviz vermeden, inanç,kültür ve değerlerini de yazılı anlatım yolu kapalı olduğundan sözel,sazal,dilden dile,ozanlar ve erenler aracılığıyla taşıdığını iddia etmektedir Erdoğan Çınar.
Erdoğan Çınar , kitapları ve araştırması ile kendince Alevilerin ne olduğunu,nasıl diğerlerinden farklı olduğunu,tarihsel birikimler ışığında oldukça sade bir biçimde anlatmaktadır. Kitaplarında bir çok yerde sık yinelemeler olsa da; esasta akıcı,ikna edici,ayrıntılarda boğulmadan işin esası ile ilgili anlatıma önem veren basit bir yol seçmiştir.
Bu seri kitaplar, konu ettiği araştırmanın ilginçliği, söylediklerinin şimdiye kadar ifade edilmemiş ve iddia edilmemiş olgular olduğu hasabıyle konuyla ilgili ilgisiz herkesin en az bir kez okuması gereken bir seridir. Zira Alevilik üzerine onlarca güzelleme ! ve çeşitleme ! var. Ama işin doğrusu, bunların hiç birisi yukarıdaki sıfatlardan öteye gitmemektedir. Konuyu ele alan her yazar,düşünür vs gerçek bir tarihçi bilimselliğiyle değil ; genel olarak ya egemen siyasal-ekonomik sistem gözüyle olması gereken yere çekiyor; ya da yine ezilenler tarafından olsa da konu ayrıntılı-bilimsel-tarihsel olarak incelenmeden,konunun yüzeysel bir bakış açısıyla ele alınıp çoğunda da siyasal görüşe bağımlı bir yerde sunulmaktadır. Doğal olarak; egemenler tarafından da , ezilenler tarafından da konunun gerçek bilimsel tarihi bir zeminde ele alınması olasılığı başından çöpe atılmış oluyor.
Mesela bir Kürt mücadelecisine sorsanız Alevileri hemen ikiye ayırıp yüzeysel olarak bir İslami temelde bakar soruna. Bir Türk devrimcisine göre ise; konunun önemi olmamakla birlikte işin özü Aleviliğin bir yaşam biçimi ve kültür olmasıdır. Nasıl bir yaşam biçimidir? Neye hizmet eder? İnanç ritüelleri ne anlama gelmektedir? Dinsel temellerini nasıl ifadelendirmek gereklidir ? Ya da Aleviler Kürt, Türk,Laz vs gibi ayrı uluslardan nasıl olmuştur ? gibi.Bir Alevi dedesine sorsanız onlar sizi Alinin soyuna götürüp Arap donu giydirirler. Zamane hain Alevi burjuvalarına sorsanız, onlara göre asıl İslam Aleviliktir. Vs vs. Bu saydıklarımız çoğaltılabilir.
Bu örnekleri vermemizin nedeni konunun araştırma,bilimsel bir temelde ele alınmasının ne derece önemli,yaşamsal olduğudur. Elbette ki sınıf mücadelesi açısından bunun yukarı-aşağı bir önemi yoktur.Ama tarih,insan,felsefe,bilim açısından konunun doğru bir potaya getirilmesi kesin olarak zorunludur.Geçmiş ile gelecek bütünleşmesinin yaşanması açısından oldukça önemsiyoruz bu konuyu.
Seri kitapların genel olarak ezberi bozan bir içeriğe sahip olduğunu, henüz kesin – net verilerle ispatlanmamışta olsa; mantıksal –beyinsel olarak oldukça iyi bir yerde durduğu,bilimselliğe oldukça yakın durduğu söylenebilir. Akli düşünüldüğünde akla yatkın olmayan ama henüz boşlukları olan bir tez alt yapısına sahip olduğu anlaşılırdır. Hiçbir şey yapmazsa ya da hiçbir etkisi olmazsa; en azından bilimsel olarak Alevilerin bilimsel tarihine bir nebze ışık tutmak,gerçeğe,ışığa ulaşmak babında bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.
Bu kitap serisinin okunması,araştırılması,tartışılması bizce tarihsel olarak bir zorunluluktur. İlk defa klasik olarak Alevilere giydirilmiş deli gömleklerini aşan, ona farklı bir boyutta ve resimde bakan bir araştırma-inceleme karşı karşıyayız. Bunu bilimsel gerçeklerin açığa çıkarılması için kullanabiliriz. Bu toprakların tarihinde o kadar karanlıkta kalmış,ışığa hasret gerçek var ki; topraklar,ölü toprakları atıldıkça,pencerelerden ışık huzmeleri içeri daldıkça sanırız ki; bilimsel devrimci bir Rönesans yaşanmış olacaktır.
Aleviliğin gizli tarihi ile birlikte üstünde yaşadığımız toprakların aydınlık geleceğini de kucaklamak aynı tarihsel duruşun, farklı zamanların ayrı durakları olacaktır. Tarih ile insanın gelişimi,bilimin,sosyalizmin,komünizmin,özgürlüğün de kilidini açardır.
Kitaplar: ALEVİLİĞİN GİZLİ TARİHİ-Demirin Üstünde Karınca İzi
ALEVİLİĞİN KAYIP BİN YILI(325-1325)
ALEVİLİĞİN KÖKLERİ- Abdal Musa’nın Sırrı
Yazar : Erdoğan ÇINAR
Yayınevi: KALKEDON
|